Yaşam basamaklarında bir müddet soluklanma niyetiyle durulan bir durak gibi görünen yapıya ergenlik dense de esasında durum hiçte böyle huzulu bir şekilde nefes alıp verme durumu değildir.
Ergenlik başlangıç yaşı iklim,beslenme,genetik yatkınlık gibi faktörler nedeniyle kız çocuklarında 9-10 yaş iken erkek çocuklarında ise 10-12 yaş olmaktadır.Tabi ki bu değerler bir ortalamayı ifade etmektedir.Sıcak iklimlerde ergenlik yası 8-9 yaş aralığında bir ortalamaya sahip iken daha soğuk iklimlerde ise ergenlik yaşı normalin üzerinde bir rakama tekabül etmektedir.
Fizyolojik,psikolojik ve biyokimyasal yönlerden tam bir değişim ve dönüşümün olması hasebiyle ergen şaşkın,mutlu aynı zamanda da agresiftir. Bireyin en çok yol yön gösterilmeye ihtiyaç duyduğu karmaşık yapı bu dönemdedir.
Fiziksel olarak erkeklerde omuzlar genişlemekte, kas gücü artarken koltuk altı ve kasık bölgesinde kıllanma görülüp ses çatallaşmakta kızlarda ise göğüsler belirginleşirken kalça genişlemekte olup yağ dokusu artmaktadır.
Duygusal yönden dalgalanmanın yoğun olduğu bu dönemde ergen; kimsenin onu anlamadığından dert yanar, tüm olumsuzluklar onu bulur, hemen aşık olur ve bu aşkı bir sinema artistine platonik olabilecekken okulda öğretmenine karşıda duygusal karmaşalar yaşaması mümkündür.
Kız çocukları annelerini eleştirip beğenmez iken aynı durum erkek çocuklarında da babalarına karşı söz konusudur. Anne şeklen beğenilmez çok kilolu olmakla itham edilip makyaj yapmaması, güzel giyinmemesi eleştirilirken baba da saçının olmayışı kıyafetlerinin düzgün olmadığı öz bakımının yetersiz olduğu konularında ciddi bir yargılanmaya tabi tutulur.
Ergen için arkadaş kavramı çok önemlidir. Arkadaşın eleştirilmesi ve kötülenmesi ergenin eleştirilmesine, arkadaşının övülmesi ve sevilmesi de onu mutlu olmasına eş değerdir.
Ergen anne babasını eleştirdiği kadar kendi bakımına, görseline de özen gösterir. Vücudunu beğenir, saatlerini ayna karşısında geçirir. Tabiri yerinde ise kaşını gözünü sever durur. Bunun terside mümkün ki; bu üzerinde durulması gereken ciddi bir patolojidir. Örneğin kendini beğenmeme davranışı akran grubu arasında dışlanma hissiyatını desteklerken asosyal, evden dışarı çıkmayan zamanın çoğunu sahte sosyal medya hesaplarında gezinerek ve zamanının önemli kısmını da uyku da geçiren asosyal pasif agresif bir birey ortaya çıkartmaktadır.
Dar gelirli bir ailenin ergeni içinde bulundukları imkansızlıkları anlayamayıp imkan sahibi arkadaşlarıyla da mümkün mertebe kendisini kıyas edecek sahip olamadıkları noktasında ise ailelerini sıkıntıya sokacaktır.
Gençlikte akıldan ziyade hissiyat ön plandadır. Hisleri ile hareket eden genç kız bir buket çiçekle gelen yakışıklıya hemen aşık olup bazı kıymettar değerlerini kaybetme ihtimalini taşıyorken liseler arası çıkan bir kavgada taşlı sopalı kavgaya karışıp yine dönüşü olmaz yollara girilmiş olacaktır.
Arkada akran baskısı da gençler arasında önemli bir itici güçtür. Şöyle ki; bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyen atalarımız haklıdır. Ergen bir gruba dahil olmak ister en büyük korkusu dışlanıp muhatap bulamamaktır. Uyuşturucu esrar satışı yapan kesim en kolay etkileyebilecekleri kesim olduğunu düşündükleri için okul çevrelerinde tezgahlarını açmaktadırlar.
Bir kereden bir şey olmazla başlarlar sigara, alkol ve uyuşturucu ajanları kullanımı. Tanımadığı kişiler tarafından madde kullanımına zorlanma kaçma davranışını tetikleyip bireyde korku oluşturabilecekken sigara, alkol veya madde kullanım öyküsü olan arkadaş akran grubu tavsiyesi bu ajanların kullanımına yönelik ciddi bir ittirgeç olacaktır.
Son tahlilde bir tavsiye niteliğinde ifade etmek isterim ki bir dönemin ergeni ama şu anın yetişkini olan her birey iyisi ile kötüsü ile bu zor dönemden geçti. Ergenleri, onların tepkisel ve bazen bize göre anlamsız gelen davranışlarını anlayışla karşılayıp uygun zaman ve zeminde gerekli görülen ikazları yapmamız gerekmektedir.
Efendim yolunuz, yönünüz ve gönlünüz açık olsun. Saygılar.