Kainatın incisi peygamber efendilerimizin şahı, habibullahı zişan sallahü aleyhi vesellem
Hz Muhammed Mustafa aleyhisselatü vesselam paylaşmaya büyük önem verirdi.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) Müslümanları kardeş olarak tarif ederken, can, mal, ırz ve namuslarının birbirlerine ALLAH 'ın emaneti olarak haram olduğunu, ümmetin derdiyle dertlenmeyeninde hakiki manada mümin olamayacağını bildirmiştir.
Abdullah b. Abbas (r.a)'dan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur:
"Yanı başındaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mü'min değildir." Hadisi şerifi bizlere hiç ölmeyecekmiş gibi dünya ve her an ölecekmiş gibi ahirete çalışmanın temel prensibini ve öğretisinide net bir şekilde açıklamaktadır.
Öyle'ki yine bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber, (S.A.V) "Hangi mahallede bir kişi aç gecelerse,
o mahalle halkı Allah'ın korumasından uzaktır" buyururken, ALLAH'ın (cc) her günahı affettiği ancak kul hakkını affetmediği biz insanoğluna M.Ö ve M.S.'da DÖRT BÜYÜK kitapta her çağın insanına yüce ALLAH (cc) trafındanda bildirilmiştir.
Şanı yüce peyhamberimiz (S.A.V) Elini gök yüzüne kaldırıp rabbimize yalvardığında AY'ın ikiye yarılması,parmaklarından bir orduyu besleyecek ırmakları taşıracak nisbette suyun çıkması,
kuru bir ağacı kendisne çağırdığında kökleriyle topraktan sıyrılıp resulu ekremin yanına şehadet getirerek yaklaşması veya hayvanatla konuşması vs.vs.
her işi ve dileği mevlamız tarafında eksiksiz ve tastamam muradına kavuşturulurken, peyhamber efendimiz aç kaldığında karnına taş bağlayıp baygınlık geçirecek halleri ümmeti ile birlikte yaşıyordu.
Savaş ganimetlerini veya beytülmal zenginliğini taksim ederken %40 bana %10 ümmetime veya şu kadarı halkıma yeter gersi saltanatın itibar hakkıdır demiyordu.
O bir göz odada yaşayıp hayatını idame eder zevkü sefayı dünya şenliğinin eğlencesini terk eder,
ince hasırda uyur, yamalı fakat tertemiz kıyafetlerden yüksünmeden gecelerini rabbimize ibadetle geçirir ümmetinin cehennemden azlini göz yaşları içinde dualar ederek gecenin sabahına her şafağın aydınlığıyla birlikte kavuşurdu.
O' (S.A.V) efendimiz; ne malda,
ne mülk'te ve nede servetin şaşalı saraylarında insanlığa gıpta ettirme lüksünün peşine koşmamış ve bu niyet'de olmanın zerresini dahi aklından miskalini geçirmeden, nerede bir ihtiyaca ve yardıma ihtiyaç kimse var dinini, dilini, zengin, fakir, efendi, köle, ayırt etmeden derdi olanın derdine derman olmaya koşar ve ashabını koştururdu.
Evet o isteseydi ALLAH (CC)
hz süleyman (a.s) saraylarından çok daha en görkemlisini OL!! KÜNFE YEKÜN emri ilahiyle yaratırdı.
Ve fakat Rabbimiz kendisine ölümsüzlüğü istersen sana vereyim dediğinde, ben rabbimi isterim, bana rabbim yeter diyerek Allah'ın kendisine bahşetmeyi dilediği her mucizevi nimetleri, "ümmetimin kurtuluşunu isterim Ya Rabbi" diyerek adeta Allah'a ümmetinin necatına diet olarak sayılmasını karşılığını arzu ediyor ve yarım hurma danesi kadar bile olsa cehennem ateşinden ALLAH'ı AZİMÜŞŞANIN RAHMETİNE SIĞINIYORDU.
Bugün geldiğimiz noktada israf ve gösterişte çevre halkını akrabayı devletleri gıpta ile kıskandırmak aşkına, kur'an-ı kerim ayeti ifadesiyle her türlü şeytana ait pisliklerin karakteri yer yüzüne gökdelenler dikerken,,,
İslam milleti (S.A.V.) ümmetiyim diyen sakallı cübbeli sarıklı kıravatlı tesettürlü vs eteklisi meteklisi her kesimden müslümanlar olarak bizler komşusu aç, borç içinde, çocuklar eğitim nimetlerinden uzak çöplerde ekmek arar iken, acz ve acziyet içerisinde hastalıkların pençesinde kıvranarak bir yudum sıcak çorba bulamazken, hatta zenginlerin tasmalı hayvanlarına fakir insanlık onuru buğulu gözlerle hıçkırıklara boğularak özenirken 10 kere 20 kere ümrelere, haclara gidip gelmeleri,,,
İnsanlığın kurtuluşu için gaza meydanlarında savaşlara katılan, verilen ölümsüzlük vb gibi her türlü zenginlik nimetlerini ümmetinin kurtuluşu için diet olarak rabbi tarafından kabul edilmesini arz eden Resulu ekrem efendimizin aziz ruhuna en kasvetli noktada incilterek ızdırap veren bir umursamazlık olması kaçınılmaz değilimdir.
Cevdet fani kul olarak sürçi lisan ettimse af ola. Dünya malı dünya gerek gelin bir yetim sevindirelim ihtiyacı olanlara nefes olalım imdat diyenlere can olalım.
Rabbim cümlemizi rızasına nail eylediklerinden, azabından koruyup merhametiyle muamele ettiği kullarının arasında olanlardan ayırmasın.
Lain şeytan ve uşaklarından zalimlerin musallatlığından ve şerlerinden adi alçaltıcı tuzaklarından emin eylesin. Komşusu aç iken tok yatan olmaktan cemü cümlemizi korusun
Ve evet İNŞAALLAH görün o vakti zaman'ki resulü ekrem efendimiz (S.A.V.) rüyalarımıza kalplerimize şifa olan can meclislerinde belkide görülerek teşrif ederde, hem dünyamız ve hemde ahiretimiz, saadet yurduna kavuşturularak baki ve sonsuzluk nimetleriyle evvelimiz ve ahirimiz zenginleştirilir
umuduyla...
Sevelim Sevilelim Dünya Kimseye Kalmaz...