Cahili soruyorlar şu aciz fakire.
~ Dedim
Felanca der, okumak cehli götürür, toynaklık baki kalır.
~ Dedi, nasıl bir tespit bu? Hem oku, hem cahil kal?
~ Dedim:
Allah'ın Cellecelaluhû, ilk emri “oku!”
Dedi, okuyoruz ya!
~ Dedim O'naki, aklederek, düşünerek ve peşin kalıp yönlendirilmelere mesafe koyarak;
Yaratanın var ettiği deryaların ufuklarına tevekkülle gönüllere gönülden yelkenler açarak, okuduğunu, dinlediğini tefekkürle anlamaya gayret edenin basireti bal tadında, alim; feraseti zalime kan kusturan sübhan olan Allah’ın (Cellecelaluhû) adalet ve nizamına keskin imanla secde eden hakkın kılıcı olur.
DeDiM O'nA'Ki!
Allahü Zülcelali-Hakîm'in,
"Bet sesli merkepler" diyerek muhatap almadığına aşina,
Şan, şöhret, han, nam, ihtişamlar düşkünlüğüne müptela.
İblis sofralarına pisliği çekiş, örs, üzengi üçgeninde yaşamayı haysiyet, onur ve lütuf bilerek;
Eyyamına kör, sağır, dilsiz ve gaflet dehlizlerinin aydınlığa düşman karanlıklarında
riyakârlığı arş-ı alayı titreterek gayretullaha dokunan, lafazan ehli yalancı ve nankör olması mümkün değil, olmaz, olamaz.
Demiş bulunduk.
Kalbinin melekût kabiliyetlerine, Hak'ın nurunu okuduğuna ışık tutanlar için,
Şu yüreğime misafir koduyla yüklü bulunan, nefsi emmareden yerleşkeli, arkadaşa.
Öyle ki, nefsine zulmederek, benden içeri bir ben'in varlığını bilerek yaşayan Cevdet denen şu arkadaşa.
Zira başkalarından önce kendini düzeltmeli insan.
Kişi, evvel ahir, kendinde olan kusurlara bakmadan başkalarının ÜZERİNDE TEPİNDİĞİNDE, Allah'a CELLECELALÛHÛ asi ve nankör olarak kıyamete kadar bu gaye uğrunda cehennemi tercih etmeyi göze alarak meydan okuyan adem oğlunun en büyük düşmanı ALEYHİLLANE şeytanı sevindirir
Sürçi lisan ettikse, af ola!