Türkiye Cumhuriyeti Demokratik bir ülke ise, Yönetim biçiminde Krallık ve Padişahlık yok ise,
Yasama, Yürütme ve Yargı var ise,
İnanç ve Eğitim özgürlüğü var ise,
Düşünce özgürlüğü var ise
Neden hiç bir yok?
Cumhurbaşkanlığı; Krallık biçimi.
Belediyeler Dededen, Toruna veya Amcadan Yeğene kadar zincirleme ile sürüyor.
Parti yönetimi Babadan oğula geçme mirası kalmış gibi algılanıyor.
Anayasa, Adalet, Hukuk vs uygulama, idare, kanun ve ceza hükmü etkisiz, yetkisiz ve geçersizdir.
İnanç zayıflatıldı, silindi, yeni ibadetler, tanrılar çoğaldı, Kur'an ve Sünnet ışığındaki inanç, ibadet, ahlak, ve muamelat, ticaret hafifletildi.
Faiz, fuhuş, aile, helâl, haram, mahremiyet normalleşti. Saygı, sevgi, hoşgörü, toplumsal yaşama, yakınlık ilişkileri, öğrenme, okuma, anlama, yaşama, anlatma, dinleme, sözüne sadık, emin, emanet, emniyet, minnet, şükür yok oldu.
Düşünce, fikir, görüş, öneri, eleştiri, doğru, yanlış, tartışma, karara varma, beyanda bulunma arz ve rica gibi konularda serbestlik yok, yargılama, korku, cezalandırma algısı var.
Böyle bir vatan, bu şekilde bir yönetim, böyle yaşayacak bir toplum, devamında alışılmış bir nesil olursa bu topraklardaki vatan, bayrak, ezan, millet en kısa sürede yok olmaya mahkum olacaktır.
Öyle edilmeye çalışan siyonizm, emperyalizm, kapitalizm, ulusal ve küresel güçlere tabii olmak üzere gün geçtikçe ayağımızdan her saat toprak kayıyor.