Cinsiyet Eşitliğinin Ruhsal Fotoğrafı
Her geçen gün ve geçen yıllara göre ülkede olsun şehirde olsun hatta kırsal kesimde olsun ahlâkî çöküntü cinsiyet eşitliği uygulama projesi toplumsal olarak aile ve sosyal yaşantı içine sızmıştır.
Bu söylemlerle eylemlere dönüşmüş olup kurumsallaşmaya kadar gitmiştir.
Yıllar önce hanımlardan oluşan imam ve kadın erkek karışık birlikte saf tutup namaz kılınan cami içine alan dizileri televizyonda millete servis ettiler mi ?
Evet buna benzer programlarla inancı hafife saydılar.
Ne yaptılar ?
İl veya ilçe müftülük makamına hanım müftü yardımcısı kadrosu verdiler.
Doğru mu?
Evet var.
Bu hanım müftü yardımcısı cemaate vaaz verdi mi?
Vaaz ve çeşitli sosyal aktivitelerde konuşmalar yaptırdılar.
Peygamberler tarihine baktığımızda veya hakk olan, yirmi dört bin peygamber içinde hiç Allahü-tealâ tarafından hanım peygamber gönderilmiş mi?
Hayır.
İlk insan Hz Adem Aleyhisselam erkek olarak yaratılmıştır.
Şahitlik konusunda hükmen iki kadın bir şahit sayılırken nasıl bir yasa çıkardılar?
Kadının beyanı esastır.
Yani yalan da söylese, eksik de konuşsa hiçbir şahide, yazılı belge veya görsel delile ihtiyaç duymadan kadının beyanıyla insanın hayatı ipotek altına alınıyor. İftiraya maruz kalıyor, aile dağılıyor. Boşanmalar gün geçtikçe artıyor. Çocukları ise kötü alışkanlıkların hedefi oluyor.
Önce makbuz, fatura, tahsilat, tediye gibi vs belgelerde Mükellefin Adı ve Soyadı yazardı. Şimdi ise Mükellefiyet kalktı.
Evde veya aile içinde Erkeğin yani babanın aile reisi, mükellefiyeti, sorumluluğu çiğnendi
Nasıl uygulamaya geçildi ?
Ev hanımının, kızının, gelininin, annesinin çalışmasını mecburiyet haline getiren ekonomik ve sosyal politikalar izlendi.
Halâ da giderin gelirden fazla olması, geçimin zorlaştırılması, ihtiyaçların giderilmesi için çare arayışı gibi çeşitli yollara ve yanlış, yasa dışı arayışlara itilmektedir.
Giyim ve şekil konusuna da değinelim.
Güya tesettür, örtünme, giyim, avret mahal kısmı derken;
Başörtüsü kamu kurumlarında kararname ile serbest oldu. Yıllarca hanım kardeşlerimiz mücadele etti, mağduriyet yaşadı.
Peki şimdi ise o tesettür, başörtüsü giyim tarzı usüle, farziyete uygun mu?
Moda, tarz, şekil olarak yahudi din kisvedi adı altında fırsat takip ederek üretim yapıyor, kapitalizim zihniyeti doğrultusunda satış yapıyor.
Kullanıcı kardeşlerimiz, ailemiz de bu moda ve tarz dediği giysileri alıyor. İslâma, edebe, aile görgü ve geleneklerimize hiç uygun değildir.
Erkek giyimine de, hanım giyimine de hiç uygun olmayan üretimler yapılıyor.
Şekil olarak da;
Saçına bakıyoruz, giyimine, ayakkabısına bakıyoruz, yürümesine bakıyoruz, konuşmasına bakıyoruz, kaşını inceltmiş, saçına kısmi renklendirme yapmış, resimli, ırkçı, ayrıştırıcı, fitneye yol açan yazı ve resimleri olan, insanın görmesine bakmasına haya ettiği açık görünen müstehcen beden hatlarını açan gençlik kuşağı gün geçtikçe artıyor.
Ailesine ve topluma da saygısı kalmadı.
Atalarımızdan kalan bir saygı vardı; Yaşına bakmaksızın bir kadın erkeği tahmini bir mesafeden gördüğünde o adamı bekler ve gittikten sonra arkasından yürürdü. Şimdi ise mahalle içinde bile kadın çarpacak şekilde geçip gidiyor. Ortam son derece bozuldu.
Düğünler de ise; Ayrı bir konuda ele almak lazım. Kadın erkek karışık oynaması haramdır, günahkardır, melekler titriyor, lanet okuyor, nikah düşüyor.
Kavgacı, olay çıkartan, hakaret edici, iftira atan, sarkıntılık yapan, fitne çıkaran, insanı baştan çıkaran insanlar sokaklarda, çarşıda, pazarda, okulda, sosyal yaşam mekanlarında sanki özel uygulama hedefine alınmış gibi algılanıyor.
Sigara kullanımı fıkhî meseledir, Sağlık açısından, ekonomik açıdan vs zararlıdır.
Bizim buradaki değinmemiz ise;
Bütün yollarda, sokakta, toplumsal alanlarda kızlar, kadınlar, açık olsun, başı örtülü olsun yaş veya şekil ortalamasına bakmadan sigara içenler çoğaldı. Şehirde de çok, şehir dışına çıktım oralarda da çoğunluktadır.
Erkeklerin özelliği, ayrıcalığı var mı?
Hayır ama şahsım da dahil olmak üzere cinsiyet gözetmeksizin zararlıdır.
Geleneksel olarak Anadolu'da kadınların sigara içmesi yadırganmaktadır.
Toplumsal değişimin çağla, çağdaşlıkla, teknoloji ile, ortamla, arkadaşla, eğitimle, aile ile hiç alâkası yok diyecektim. Bir de aklıma televizyon, internet, telefon geldi.
Ne yazık ki ebeveyler çocuklarını, eşler eşlerini kontrol edemez hâle geldi.
Aile eğitimi, dinî eğitim, fikri eğitim, kültürel eğitimle ahlakî değişimi yakalamak mümkündür.
İnsan iradesi ne kadar da cüz-i olsa da serbest ve şeytanî duygulara açıktır.
Sınırlandırılması, engellenmesi inanç, ibadet, ahlâk ve muamelat çizgisi içindedir.
Anasayfa
Yazarlar
Celal DEMİR
Yazı Detayı
Bu yazı 526+ kez okundu.
Cinsiyet Eşitliğinin Ruhsal Fotoğrafı
Cinsiyet Eşitliğinin Ruhsal Fotoğrafı
Her geçen gün ve geçen yıllara göre ülkede olsun şehirde olsun hatta kırsal kesimde olsun ahlâkî çöküntü cinsiyet eşitliği uygulama projesi toplumsal olarak aile ve sosyal yaşantı içine sızmıştır.
Bu söylemlerle eylemlere dönüşmüş olup kurumsallaşmaya kadar gitmiştir.
Yıllar önce hanımlardan oluşan imam ve kadın erkek karışık birlikte saf tutup namaz kılınan cami içine alan dizileri televizyonda millete servis ettiler mi ?
Evet buna benzer programlarla inancı hafife saydılar.
Ne yaptılar ?
İl veya ilçe müftülük makamına hanım müftü yardımcısı kadrosu verdiler.
Doğru mu?
Evet var.
Bu hanım müftü yardımcısı cemaate vaaz verdi mi?
Vaaz ve çeşitli sosyal aktivitelerde konuşmalar yaptırdılar.
Peygamberler tarihine baktığımızda veya hakk olan, yirmi dört bin peygamber içinde hiç Allahü-tealâ tarafından hanım peygamber gönderilmiş mi?
Hayır.
İlk insan Hz Adem Aleyhisselam erkek olarak yaratılmıştır.
Şahitlik konusunda hükmen iki kadın bir şahit sayılırken nasıl bir yasa çıkardılar?
Kadının beyanı esastır.
Yani yalan da söylese, eksik de konuşsa hiçbir şahide, yazılı belge veya görsel delile ihtiyaç duymadan kadının beyanıyla insanın hayatı ipotek altına alınıyor. İftiraya maruz kalıyor, aile dağılıyor. Boşanmalar gün geçtikçe artıyor. Çocukları ise kötü alışkanlıkların hedefi oluyor.
Önce makbuz, fatura, tahsilat, tediye gibi vs belgelerde Mükellefin Adı ve Soyadı yazardı. Şimdi ise Mükellefiyet kalktı.
Evde veya aile içinde Erkeğin yani babanın aile reisi, mükellefiyeti, sorumluluğu çiğnendi
Nasıl uygulamaya geçildi ?
Ev hanımının, kızının, gelininin, annesinin çalışmasını mecburiyet haline getiren ekonomik ve sosyal politikalar izlendi.
Halâ da giderin gelirden fazla olması, geçimin zorlaştırılması, ihtiyaçların giderilmesi için çare arayışı gibi çeşitli yollara ve yanlış, yasa dışı arayışlara itilmektedir.
Giyim ve şekil konusuna da değinelim.
Güya tesettür, örtünme, giyim, avret mahal kısmı derken;
Başörtüsü kamu kurumlarında kararname ile serbest oldu. Yıllarca hanım kardeşlerimiz mücadele etti, mağduriyet yaşadı.
Peki şimdi ise o tesettür, başörtüsü giyim tarzı usüle, farziyete uygun mu?
Moda, tarz, şekil olarak yahudi din kisvedi adı altında fırsat takip ederek üretim yapıyor, kapitalizim zihniyeti doğrultusunda satış yapıyor.
Kullanıcı kardeşlerimiz, ailemiz de bu moda ve tarz dediği giysileri alıyor. İslâma, edebe, aile görgü ve geleneklerimize hiç uygun değildir.
Erkek giyimine de, hanım giyimine de hiç uygun olmayan üretimler yapılıyor.
Şekil olarak da;
Saçına bakıyoruz, giyimine, ayakkabısına bakıyoruz, yürümesine bakıyoruz, konuşmasına bakıyoruz, kaşını inceltmiş, saçına kısmi renklendirme yapmış, resimli, ırkçı, ayrıştırıcı, fitneye yol açan yazı ve resimleri olan, insanın görmesine bakmasına haya ettiği açık görünen müstehcen beden hatlarını açan gençlik kuşağı gün geçtikçe artıyor.
Ailesine ve topluma da saygısı kalmadı.
Atalarımızdan kalan bir saygı vardı; Yaşına bakmaksızın bir kadın erkeği tahmini bir mesafeden gördüğünde o adamı bekler ve gittikten sonra arkasından yürürdü. Şimdi ise mahalle içinde bile kadın çarpacak şekilde geçip gidiyor. Ortam son derece bozuldu.
Düğünler de ise; Ayrı bir konuda ele almak lazım. Kadın erkek karışık oynaması haramdır, günahkardır, melekler titriyor, lanet okuyor, nikah düşüyor.
Kavgacı, olay çıkartan, hakaret edici, iftira atan, sarkıntılık yapan, fitne çıkaran, insanı baştan çıkaran insanlar sokaklarda, çarşıda, pazarda, okulda, sosyal yaşam mekanlarında sanki özel uygulama hedefine alınmış gibi algılanıyor.
Sigara kullanımı fıkhî meseledir, Sağlık açısından, ekonomik açıdan vs zararlıdır.
Bizim buradaki değinmemiz ise;
Bütün yollarda, sokakta, toplumsal alanlarda kızlar, kadınlar, açık olsun, başı örtülü olsun yaş veya şekil ortalamasına bakmadan sigara içenler çoğaldı. Şehirde de çok, şehir dışına çıktım oralarda da çoğunluktadır.
Erkeklerin özelliği, ayrıcalığı var mı?
Hayır ama şahsım da dahil olmak üzere cinsiyet gözetmeksizin zararlıdır.
Geleneksel olarak Anadolu'da kadınların sigara içmesi yadırganmaktadır.
Toplumsal değişimin çağla, çağdaşlıkla, teknoloji ile, ortamla, arkadaşla, eğitimle, aile ile hiç alâkası yok diyecektim. Bir de aklıma televizyon, internet, telefon geldi.
Ne yazık ki ebeveyler çocuklarını, eşler eşlerini kontrol edemez hâle geldi.
Aile eğitimi, dinî eğitim, fikri eğitim, kültürel eğitimle ahlakî değişimi yakalamak mümkündür.
İnsan iradesi ne kadar da cüz-i olsa da serbest ve şeytanî duygulara açıktır.
Sınırlandırılması, engellenmesi inanç, ibadet, ahlâk ve muamelat çizgisi içindedir.
Ekleme
Tarihi: 06 Aralık 2023 - Çarşamba
Cinsiyet Eşitliğinin Ruhsal Fotoğrafı
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.