Ramazan ayı, Müslümanlar için manevi bir yenilenme ve ibadetlerin arttığı kutsal bir zaman dilimidir. Oruç tutarak, Kur'an okuyarak ve ibadetlerimizi artırarak bu mübarek ayı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırız. Ancak, ne yazık ki, Müslüman coğrafyalarda yaşanan zulümler ve sıkıntılar da Ramazan ayının manasını gölgelemektedir.
Suriye, Yemen, Filistin ve Doğu Türkistan gibi Müslüman coğrafyalarda yaşanan savaşlar ve çatışmalar, masum insanların acı çekmesine ve zulme maruz kalmasına neden olmaktadır. Özellikle Doğu Türkistan'da yaşanan zulüm ve baskılar, Müslümanların yüreklerini dağlamakta ve vicdanlarını sızlatmaktadır.
Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri başta olmak üzere Müslüman azınlıkların maruz kaldığı insan hakları ihlalleri, zorla tutuklamalar, toplama kampları ve baskılar, Ramazan ayının manasını daha da derinleştirmektedir. Bu zulümlere karşı sessiz kalmak, İslami değerlere ve insanlık onuruna ihanet etmek anlamına gelmektedir.
Bu Ramazan ayında, sadece kendi ibadetlerimize odaklanmak yerine, Doğu Türkistan ve diğer zulüm altındaki Müslüman coğrafyalardaki kardeşlerimizin acılarına da duyarlı olmalıyız. Dualarımızı onlar için yapmalı, sesimizi onların haklarını savunmak için yükseltmeli ve yardımlaşma kültürümüzü daha da güçlendirmeliyiz.
Ramazan ayı, sadece kendi manevi yolculuğumuzu tamamlamak için değil, aynı zamanda zulme karşı durmak ve mazlumlara destek olmak için de bir fırsattır. Birlik ve dayanışma içinde olduğumuz sürece, zulme karşı mücadelemiz daha etkili ve anlamlı olacaktır.