"Türkiye Müslümanları, yaklaşık 400 yıldır sahte din kardeşleri tarafından kandırılıyor. Bu sahte din kardeşleri, kendilerini Müslüman gibi göstermelerine rağmen en çok Müslümanlardan nefret ediyorlar. Müslümanlar adına konuşuyor, fikir üretiyor, sanattan, siyasete, eğitimden, iş dünyasına birçok noktada önemli konum ve mevkilerde bulunuyorlar"
Yahudilerin, Babil'den çıkışlarından, 1948 yılanda, korsan ve sözde devlet İsrail kurulana kadar, belirli bir yurtları toprakları olmamıştır. Dağınık bir vaziyette yaşayan Yahudiler, dahil oldukları topluluklar içinde, kültürel ve dini inançları noktasında, asimile olmadan yaşamaya devam etmişlerdir.
Tarihte yaşamış ve yaşamakta olan toplulukları incelediğimiz zaman, önümüze Yahudiler gibi vatansız yaşayan, aynı kaderi paylaşan topluluklar çıkar. Lakin bu topluluklar bulundukları ülkelerde, kendi etnik kültür ve kökenlerini, inançlarını koruyarak aynı zamanda devlet yapısına zarar vermeden, statüko ile uyum içinde yaşamış ve yaşamaya devam etmektedir.
Yahudiler için aynı şeyi söylemek ve düşünmek pek de mümkün değildir. Geçmişlerine bakıp tarihlerini incelediğimiz zaman bu gerçek daha da net ortaya çıkar. Sürgün, kargaşa, karmaşa ile dolu serüvenleri vardır. Çünkü Yahudiler inançları gereği başka bir topluluk ile uyum içerisinde yaşayamazlar. Bu duruma basit bir örnek ile bakacak olursak, iman ettikleri Muharref Tevrat, Yahudi ırkından olmayanı, Goyim (hayvan) olarak görmektedir. Haham sınıfının nefsi, şeytani, hırs, istek ve duygularını katarak tahrif ettiği bu kitap, kendilerinden olmayan diğer topluluklara karşı, kin, nefret ve vahşet emretmektedir. İnsanları tedirgin eden korkunç nokta ise, Yahudilerin Yahudi olmayanlara karşı yaptığı tüm bu vahşet, fitne, zulümleri, disiplin ve ciddi bir ibadet şuuru ile yapmasıdır.
"Seni aralarına dağıttığım milletleri bütün bütün sona erdireceğim." (Tevrat, Yeremya Bölümü, 30/11)
"Seninle valileri ve kaymakamları kıracağım." (Tevrat, Yeremya Bölümü, 51/23)
"Sana kulluk etmeyen millet ve ülke yok olacak." (Tevrat, Yeremya Bölümü, 60/12)
"Ve Allah Rab o milletleri senin önünden azar azar kovacak, onları çabuk bitiremezsin yoksa senin üzerinde kır hayvanları çoğalır." (Tevrat, Tesniye Bölümü, 7/22)
"Onların üzerine tek çoban koyacağım, onları güdecek...memlekette kötü hayvanları sona erdireceğim." (Tevrat, Hezekiel Bölümü, 34/23-25)
Bu kin, nefret ve sinsi düşmanlık, Yahudileri yaşadıkları toplulukların içinde bulunan insanların, zayıf noktalarını, inanış biçimlerini ve kültürlerini benimseterek, kamufle amaçlı ikinci bir kimliğe dahil etmiştir.
İkinci bir kimlik sayesinde, bulundukları toplumlar içinde kamufle olarak, yönetimi ele geçirmeye çalışmışlar ve içten çürütme taktiğini uygulamışlardır.
Günümüzde ise, başta ülkemiz olmakla üzere diğer ülkelerde de bu taktiği uygulamaya devam etmektedirler.
Geçmiş tarihte, bu sinsi, kindar ve vahşet ile dolu inanışlarından dolayı, Babil, Macaristan, Fransa, İspanya gibi ülkelerden kovulmuş ve sürgün edilmişlerdir. Az çok demeden bulundukları toplumlar içerisinde, kindar, fesat ve sinsi davranışları sergilemişlerdir.
Yahudilerin yaşadıkları ülkelerde, ülke yönetimleri bu tip sıkıntı ve problemlere yönelik tedbirler almış lakin Yahudiler ‘de tüm bu tedbir ve baskılara karşı en sinsi silahlarından olan "DÖNMELİK" tedbirini uygulamıştır. Dönmelik dediğimiz çift kimliklik, iki yüzlülük taktiği Yahudilerin tarih boyunca uyguladığı bir taktiktir. Tarihçilerin büyük bir kısmı "DÖNMELİĞİ" 1626-1675 yılında yaşamış, İzmirli sahte Mesih Sabetay Sevi ile ele alırlar ve tanımlamaya çalışırlar. Lakin işin aslına baktığımız zaman, böyle bir tanımlamada bulunan tarihçilerin Tevrat okuyup incelemediği açıkça ortadadır. Muharref Tevrat’a göre dönmelik, çok eski bir Yahudi taktiğidir. Tevrat içindeki "Ester" bölümü bunu açıkça bize gösterir. Bu bölümdeki anlatılmak istenen olayı kısaca özetleyecek olursak; Ester adında bir kızın, Yahudiliği sözde inkâr ederek, yaşadığı ülkede kraliçeliğe kadar yükselişini ve bu sayede soydaşlarını ülke yönetiminin önemli noktalarına yerleştirdiği, 75.000 muhalifi ise katlettiğini anlatılır. Tevrat’ta ki bu bölümde, dünyanın dört bir yanına dağılmış bir vaziyette yaşayan Yahudilere, dönmelik taktiği verilmektedir.
Yahudiler, uygulamış ve dünyanın birçok ülkesinde uygulamakta oldukları bu iki yüzlü, ibadet kılıfı geçirdikleri, sinsi ve şeytani yöntemleri ile bulundukları ülkelerde fitne çıkarmışlar ve çıkarmaya devam etmektedirler. Lakin unutulmamalı ki Yahudi değilmiş gibi davransalar da hiçbir zaman dinlerini terk etmemişlerdir...
Yazımızın 2. bölümünde görüşmek üzere...
NOT: Bahsettiğimiz Yahudiler, şeytani kabala öğretisine göre hayatını tanzim eden, zulüm ve vahşeti benimsemiş Yahudilerdir. Yaşadığı vatana ve millete sadık, erdemli bir hayat benimseyen, Yahudi Musevi vatandaşlarımızı tenzih ederiz.