Ramazan Bayramı'nın huzur dolu günlerini geride bıraktık ve geçmiş bayramları hatırlayarak bir yolculuğa çıkmak istedim. Eskiden bayramlar, sevdiklerimizle bir araya gelip geleneklerimizi yaşattığımız, özlemle beklediğimiz günlerdi. Ancak günümüzde, giderek örf, adet ve geleneklerimizden uzaklaşıyoruz.
Eskiden bayram sabahları, komşularımızı ziyaret eder, bayramlaşır ve birlikte çay içerdik. Evlerimiz bayram temizliğiyle parıl parıl parlıyor, misafirlerimizi en güzel şekilde ağırlardık. Şimdilerde ise teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, bayram mesajlarıyla yetinir olduk. Yüz yüze görüşmeler azaldı, komşuluk ilişkileri zayıfladı.
Bayramlarda giydiğimiz özel kıyafetler de artık eskisi kadar önemli değil. Eskiden bayramlık kıyafetleri özenle seçer, geleneksel kıyafetlerimizi giyerdik. Ancak şimdi mağazalardan satın aldığımız hazır giysilerle bayramı geçiştiriyoruz. Geleneksel el sanatları da unutulmaya yüz tuttu, eski ustaların yetenekleri maalesef gün geçtikçe azalıyor.
Öte yandan, bayramlarda yapılan yemekler de eskisi kadar özenle hazırlanmıyor. Anneannelerimizin, büyükannelerimizin ustalıkla yaptığı bayram tatlıları ve yemekleri artık hazır paketlerle yapılan yemeklerle değiştirildi. Geleneksel lezzetler unutulmaya yüz tuttu, fast food kültürü yaygınlaştı.
Bu durumda, belki de geçmiş bayramları özlememizin sebebi budur. Geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için çaba göstermeliyiz. Teknolojinin bizi birbirimizden uzaklaştırdığı bu dönemde, bayramları tekrar birleştirici bir güç olarak görmeli ve eski geleneklerimizi yeniden canlandırmalıyız.
Ramazan Bayramı'nın hüzünlü son günlerinde, belki de biraz durup düşünmeli ve geçmiş bayramlara olan özlemimizi bir fırsata çevirmeliyiz. Birlikte daha anlamlı ve geleneklere daha bağlı bir bayram geçirebilmek dileğiyle...