6 Şubat 2023 tarihi, ülkemiz için unutulmaz ve yürekleri dağlayan bir gündü. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremler, 11 ilimizi (Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Elazığ) etkisi altına aldı. Bu depremler ve sonrasındaki artçılar, yaklaşık 15 milyon insanın yaşadığı geniş bir coğrafyada büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açtı.
Resmi açıklamalara göre, depremlerde 50.783 kişi yaşamını yitirirken, 107.204 kişi ise yaralandı. Kahramanmaraş’ta 7.295, Hatay’da 13.883, Adıyaman’da 5.826, Malatya’da 4.197, Gaziantep’te ise 3.805 olmak üzere bölgede toplam 36.932 bina anında yıkıldı. Ayrıca, 311.000 bina 872.000 bağımsız bölüm ile birlikte kullanılamaz hale gelmiştir. Bu hüzünlü rakamlar, ülkemizin ve şehirlerimizin depreme hazır olmamasının bir kanıtıdır.
Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketlerinden biriyle karşı karşıya kalmıştır. 2003’te Bingöl, 2011’de Van, 2020’de Elazığ-Sivrice ve İzmir depremleri ile birlikte, bu kış yaşanan 6 Şubat depremi, depreme karşı hazır olmadığımız gerçeğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Bilimi, planlamayı ve denetimi dışlayan, rantı öncelikli kılan politika modelleri, çaresizlik ve yetersizlik değil, bilinçli bir tercihin sonucudur. Her bir aşırı doğa olayı, gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle büyük bir afete dönüşerek can ve mal kayıplarına yol açmaktadır.
Bu acı dolu gerçeklerle yüzleşirken, öncelikli olarak hükümetimizin, yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların deprem konusunda büyük bir hassasiyet ve sorumlulukla hareket etmeleri gerekmektedir. Depremin etkilerini en aza indirmek, can kayıplarını azaltmak ve yapıların dayanıklılığını artırmak için kapsamlı bir deprem planlaması ve yönetimi şarttır.
Aynı zamanda, toplum olarak da deprem gerçeğiyle yüzleşmeli ve bilinçli hareket etmeliyiz. Deprem kuşağında bulunan bir ülkede yaşadığımızı hiçbir zaman unutmamalı ve depreme karşı gerekli önlemleri almalıyız. Binalarımızın depreme dayanıklı hale getirilmesi, afetlere yönelik acil durum planlarının oluşturulması, deprem eğitimlerine katılım ve afet bilincinin yaygınlaştırılması gibi önlemler acil bir şekilde uygulanmalıdır.
Unutulmaz 6 Şubat depremi, yıkıcı etkisiyle hepimize önemli dersler vermiştir. Vatandaşlar olarak üzerimize düşen görevi yerine getirerek, depreme karşı hazırlıklı olmalı ve gelecekte benzer acıların yaşanmasını önlemeye çalışmalıyız. İlgili tüm paydaşların koordineli çalışması ve deprem konusunda sürekli bir bilinçlenme çabasıyla, daha güvenli ve dirençli bir gelecek inşa etmeyi umut ediyoruz.
Korkularımızı tetikleyen bu felaket sonrası birlik ve dayanışma içinde el ele vererek bu acıların tekrar yaşanmamasını diler, hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar dileriz.