Sadr yani kalp. Kelime manası “değişme, çevrilme’’ demek. Türkçe’de kullanılan inkılâb (devrim) bu kökten gelir. Dini ve edebi literatürde gönül anlamında da kullanılır. Et parçasından ibaret olanına yürek denir.
‘’Yazı yoktu ama o vardı. Tekerlek icat edilmemişti ama o yerli yerindeydi. Dünya yaratılmamıştı ama o kasılıp gevşiyordu.’’ diye başlar İskender Pala , Kalp isimli kitabına.
Bedenin sol iç cebidir kalp. En önemli ve en iyi saklanması gerekenler için ordadır. Ruhun beynidir . Bir yolculuğun ve arayışın kod adıdır . İğne ile kazılmış en derin kuy(t)udur.
Doğmadan çalmaya başlayan , her dokunanın parmak izlerinin kaldığı plaktır kalp. Kemiği olmasa da kırılan en çok yer orası. Hakikat taşıyan içimizdeki nadide bir yer.
Etrafı cennet bahçeleriyle çevrili olan, içine girip dolambaçlı yollarında ilerlerken, tatlı ezgiler mırıldandıran organ. Acıdan yanıp sevinçten uçan, ağzıma kadar gelen. Hem ağlayan hem gülen. Sık sık dönüp bakılması gereken çocuk misali.
Kalp, insanın iç coğrafyasıdır . Temiz kalpli , kalbi bozuk, kalpsiz, taş kalpli gibi ifadeler bu coğrafyanın yükseklik ve alçaklıklarını gösterir. Bazen kışları uzun ve çetin sürer , bazen yazları neşeli ve kısa. Fırtınaların yerle bir ettiği zamanları da olur meltemlerin esip ferahlattığı anları da. Bazen gökyüzü gibi genişler, bazen dehlizlerde daralır. Kalptir nihayetinde, değişir ve evrilir.
Kalbin aldığı nefes sevgi, verdiği nefes merhamet kokar. Öyle verimli bir bahçedir ki, ne ekilirse o biçilir. Aklın almayacağı sırları vardır. Hayal edip umut eder. Bekler durur, arar durur.
Bazen orta doğu coğrafyasıdır , bazen irem bahçesi. "İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin. O kalptir ‘’ buyurur sözlerin efendisi.
Farklı bir enerjisi vardır kalbin. Soğuduğunda ısınması kolay değildir. Kanatları vardır ; ısındığında uçar, soğuduğunda göçer. Dal kırıldığı yerden kopar, insan kırıldığı kalpten.
Kopan bir gülün dalında durması ne kadar zorsa; kırılan bir kalbin de onarılması o kadar zordur. Bir sözle kırılıp , bin sözle onarılamayan sırça bir köşktür o.
Boşluk bilmez, kabul etmez. Uzağı yakın eden köprüdür o. Kalp kalbe karşıdır diyenler, o köprüyü halatsız geçenlerdir.
Her kalbin içinde bir can, her canın içinde bir umut gizlidir. Bir kalbi diğer kalbe görünmez ipliklerle bağlayan ne çok şey var. ‘’ Her kalp diğer bütün kalplerden farklı bir sesle çarpar ‘’ der Gökhan Özcan.
Kalbin iptali, insanin kimyasında zincirleme çözülmelere yol açar. Dengeler alt üst olur, bütünlük bozulur. Kendi kalbini yok sayan , başkalarının kalbi olduğunu da unutur. Onu kilitleyenler, atışını dışarıda bırakır. Kapısı gözle görülmediği için girmek kolay değildir.
Kalbimiz yumruğumuz kadar, midemizde onun iki katı olsa da, midemizin kaldırdıklarını kalbimiz kaldırmaz. Soğuğu ve ‘’soğuk olanları ’ sevmez o, spazma sebep olur. Siz siz olun , soğuk insanlardan uzak durarak kalbinizi koruyun.