yandex
Tarih Öğretmeni Mustafa AK
Köşe Yazarı
Tarih Öğretmeni Mustafa AK
 

BİZ BİZE YETERİZ TÜRKİYEM KAMPANYASI HAKKINDA

“Millet olarak zor günlerden geçtiğimiz bugünlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN öncülüğünde Milli Dayanışma Kampanyası başlatılmıştır. Biz de tarihte bu konu ile ilgili emsal örnekleri aramaya çalışacağız.”                                                                                                                                 Dünya genelinde yayılan Koronavirüs salgını ülkemizde 11 Mart 2020 tarihinde ilk defa ortaya çıkmıştır. Salgının büyümemesi için devlet tarafından gerekli önlemler alınmıştır. İnsanların sosyal mesafeyi koruyamayacağı mekânların faaliyetlerine geçici bir süre ara verilmiş ve insanlara evde kal çağrısı yapılmıştır. Bu evde kal çağrısı neticesinde ekonomik hayatta aksamalar meydana gelmiştir. 65 yaş üzeri vatandaşlarımıza yönelik sokağa çıkma yasağı başlatılmıştır. Devletimiz millet olarak bu durumdan etkilenen vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde Biz Bize Yeteriz Türkiye’m Kampanyası düzenlemiştir. Cumhurbaşkanımız 7 maaşını bu kampanyaya bağışlayarak öncülük etmiştir. Bakanlar Kurulu ve TBMM üyeleri de bu kampanyaya birkaç aylık maaşlarını vererek kampanyaya destek olmuşlardır. Ayrıca banka hesap numaraları verilerek bağışlar teşvik edilmiştir. Kampanyaya dair tartışmalara girmeden sadece siyasilerin ve idarecilerin örnek olmalarının önemli bir gelişme olduğunu kaydettikten sonra tarihte benzeri olaylar yaşanmış mıdır? Bunu değerlendirmek istiyoruz.              Milli Mücadele sırasında Kütahya Eskişehir yenilgisi sonrası Meclis tarafından Başkomutanlık yetkisi ile görevlendirilen Mustafa Kemal bu yetkiye dayanarak orduyu Sakarya nehrinin doğusuna çekmiştir. Bu sırada Türk ordusunun maddi gücünü toplaması için 7-8 Ağustos 1921 tarihinde Başkomutanlık yetkisine dayanarak Tekâlif-i Milliye emirlerini yayınlamıştır. Milli mücadele sırasında devletin ekonomik anlamda yaşadığı sıkıntılı süreçte devlet dış borç almak yerine – Hint ve Rusya Müslümanlarından alınan yardımlar haricinde- milletten destek istemeyi uygun görmüştür. Bu desteğin içinde para, gıda, giyim eşyası, ulaşım araçları ve silahlar başta olmak üzere askerin ihtiyacı için gerekli ne varsa karşılanma yoluna gidilmiştir. Hatta elinde imkân olup ta gerekli katkıyı sağlamayanların Hıyanet-i Vataniye Kanunu ile yargılanacakları belirtilmiştir. Tabii bu yardımın karşılığı sonra verilmesi planlanmaktadır. O günün hesabına göre 147 milyon olarak hesap edilen milli mücadelenin masraflarının %5’i bağış olarak adlandırılan bu kaynaklardan toplanmıştır. O dönem içinde milletimizin ekonomik sıkıntılarını düşündüğümüzde büyük bir destek sayılmalıdır.                      Tarihimizden ikinci bir örnek daha verelim. Devir Sultan II. Abdülhamit devridir. Başta İngiltere olmak üzere sömürgeci devletlerin gözü Osmanlı’nın Ortadoğu topraklarını özellikle kutsal toprakları ele geçirmektedir. Kudüs ve Hicaz coğrafyası ile irtibatı kuvvetlendirmek için demiryolu yapımı şarttı. Çünkü bir sorun çıktığında hızlı müdahale edebilmek gerekiyordu. Bu kapsamda Sultan II. Abdülhamit Hicaz demiryolları ile ilgili bir bağış kampanyası başlatmıştı. Halkına öncü olarak günün parası ile 50 bin lira göndermişti. Sadrazam Halil Rıfat Paşa, şeyhülislam Cemalettin Efendi başta olmak üzere devlet adamlarının çoğu yardım yapmıştı. Hatta Hindistan, Sibirya gibi devlet sınırları içerisinde olmayan Müslümanların yaşadığı coğrafyalardan dahi yardım gelmişti. 1908 yılında hayata geçirilen bu projeden günümüzde Türkiye başta olmak üzere hattın geçtiği coğrafyadaki devletler yararlanmaktadır.                                                                                                                                                                      Tarih tekerrür etmektedir. Türk milleti yine zor bir dönemecin eşiğindedir. Allah’ın izni, devlet ve milletimizin tedbirleriyle bu sürecinde atlatabileceğimizi düşünmekteyiz. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Selam ve dua ile…                           
Ekleme Tarihi: 31 Mart 2020 - Salı

BİZ BİZE YETERİZ TÜRKİYEM KAMPANYASI HAKKINDA

“Millet olarak zor günlerden geçtiğimiz bugünlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN öncülüğünde Milli Dayanışma Kampanyası başlatılmıştır. Biz de tarihte bu konu ile ilgili emsal örnekleri aramaya çalışacağız.”                                                                                                                           

     Dünya genelinde yayılan Koronavirüs salgını ülkemizde 11 Mart 2020 tarihinde ilk defa ortaya çıkmıştır. Salgının büyümemesi için devlet tarafından gerekli önlemler alınmıştır. İnsanların sosyal mesafeyi koruyamayacağı mekânların faaliyetlerine geçici bir süre ara verilmiş ve insanlara evde kal çağrısı yapılmıştır. Bu evde kal çağrısı neticesinde ekonomik hayatta aksamalar meydana gelmiştir. 65 yaş üzeri vatandaşlarımıza yönelik sokağa çıkma yasağı başlatılmıştır. Devletimiz millet olarak bu durumdan etkilenen vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde Biz Bize Yeteriz Türkiye’m Kampanyası düzenlemiştir. Cumhurbaşkanımız 7 maaşını bu kampanyaya bağışlayarak öncülük etmiştir. Bakanlar Kurulu ve TBMM üyeleri de bu kampanyaya birkaç aylık maaşlarını vererek kampanyaya destek olmuşlardır. Ayrıca banka hesap numaraları verilerek bağışlar teşvik edilmiştir. Kampanyaya dair tartışmalara girmeden sadece siyasilerin ve idarecilerin örnek olmalarının önemli bir gelişme olduğunu kaydettikten sonra tarihte benzeri olaylar yaşanmış mıdır? Bunu değerlendirmek istiyoruz.

          

  Milli Mücadele sırasında Kütahya Eskişehir yenilgisi sonrası Meclis tarafından Başkomutanlık yetkisi ile görevlendirilen Mustafa Kemal bu yetkiye dayanarak orduyu Sakarya nehrinin doğusuna çekmiştir. Bu sırada Türk ordusunun maddi gücünü toplaması için 7-8 Ağustos 1921 tarihinde Başkomutanlık yetkisine dayanarak Tekâlif-i Milliye emirlerini yayınlamıştır. Milli mücadele sırasında devletin ekonomik anlamda yaşadığı sıkıntılı süreçte devlet dış borç almak yerine – Hint ve Rusya Müslümanlarından alınan yardımlar haricinde- milletten destek istemeyi uygun görmüştür. Bu desteğin içinde para, gıda, giyim eşyası, ulaşım araçları ve silahlar başta olmak üzere askerin ihtiyacı için gerekli ne varsa karşılanma yoluna gidilmiştir. Hatta elinde imkân olup ta gerekli katkıyı sağlamayanların Hıyanet-i Vataniye Kanunu ile yargılanacakları belirtilmiştir. Tabii bu yardımın karşılığı sonra verilmesi planlanmaktadır. O günün hesabına göre 147 milyon olarak hesap edilen milli mücadelenin masraflarının %5’i bağış olarak adlandırılan bu kaynaklardan toplanmıştır. O dönem içinde milletimizin ekonomik sıkıntılarını düşündüğümüzde büyük bir destek sayılmalıdır.        

          

  Tarihimizden ikinci bir örnek daha verelim. Devir Sultan II. Abdülhamit devridir. Başta İngiltere olmak üzere sömürgeci devletlerin gözü Osmanlı’nın Ortadoğu topraklarını özellikle kutsal toprakları ele geçirmektedir. Kudüs ve Hicaz coğrafyası ile irtibatı kuvvetlendirmek için demiryolu yapımı şarttı. Çünkü bir sorun çıktığında hızlı müdahale edebilmek gerekiyordu. Bu kapsamda Sultan II. Abdülhamit Hicaz demiryolları ile ilgili bir bağış kampanyası başlatmıştı. Halkına öncü olarak günün parası ile 50 bin lira göndermişti. Sadrazam Halil Rıfat Paşa, şeyhülislam Cemalettin Efendi başta olmak üzere devlet adamlarının çoğu yardım yapmıştı. Hatta Hindistan, Sibirya gibi devlet sınırları içerisinde olmayan Müslümanların yaşadığı coğrafyalardan dahi yardım gelmişti. 1908 yılında hayata geçirilen bu projeden günümüzde Türkiye başta olmak üzere hattın geçtiği coğrafyadaki devletler yararlanmaktadır.  

                                                                                                                                                                   Tarih tekerrür etmektedir. Türk milleti yine zor bir dönemecin eşiğindedir. Allah’ın izni, devlet ve milletimizin tedbirleriyle bu sürecinde atlatabileceğimizi düşünmekteyiz. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Selam ve dua ile…     

                     

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.