yandex
Maşide Nur KABA
Köşe Yazarı
Maşide Nur KABA
 

20 DAKİKALIĞINA ABDÜLHAMİD OLMAK

  Annesi kaybettiğinde 11 yaşındaydı Sultan Abdülmecid’in oğlu Padişah Abdülhamid.Osmanlı Devleti’nin 34. padişahı.Tahta geçtikten sonra 33 yıl görev yaptı.O Asrın padişahıydı. Avrupa emperyalizmin çok olduğu,milliyetçilik sorununun ağırlaştığı,ekonomik ve toplumsal sıkıntıların şiddetlendiği, devletler arası rekabetin daha da arttığı bir dönem de geçti tahta.. Tahta çıktığında kendisini bir ateş çemberinde buldu. Öyle ki bir sözünde” Dünya da yalnızdık düşman vardı fakat dost yoktu” demiştir. O dönem de 19 Mart 1877 de yapılan seçim ile ilk meclis açıldı. İmparatorluğun nüfus yapısı nedeniyle seçilen vekillerin içinde azınlıklarda vardı ve sayıları az değildi. Seçilen 115 vekilin 69 u Arap-Kürt-Türk Müslümanlar iken 46 sı ise Ermeni-Rum-Yahudi gibi gayri müslimlerdi. Ama İngiltere ve Fransa’nın da zaten istediği buydu. Osmanlı’nın demokratik yönetime geçmesi demokrasi ve insan hakları için değil kendi adamları olan azınlık milletvekilleri ile iç idari ye daha rahat karışmak istemesiydi. Her azınlık milletvekilleri grubu arkasına bir Avrupa devleti alarak üyesi oldukları Avrupa devletleri için bağımsız devlet kararı çıkarmaya uğraşıyordu. Meclis ve padişah devleti beraber yönetiyordu ancak 1 sene 5 ay Abdülhamid hiç devlet işlerine karıştırılmadı. Memleketi sadrazam Mithat paşa ve hükümeti idare ediyordu. Gayri Müslimlerin de yer aldığı Meclis-i Mebusan’ın ilk işi, Rusya’ya karşı savaş ilan etmek oldu. Yanlış politikalar sonucunda girilen Osmanlı-Rus savaşında hezimet nedeniyle Sultan Abdulhamid “Böyle bir meclisten birlik çıkmaz” diyerek Meclisi kapattı ve yönetimi tek başına ele aldı..  Devletin Meşrutiyet ile değil Müslüman unsurlara dayanan kuvvetli bir devlet iradesi ile kötü gidişattan kurtulabileceğini düşünüyordu. Bu durumdan rahatsız olan İngiltere, V. Murat’ı Padişah, Mithat Paşa’yı da yeniden sadrazam yapmak için Jön Türklerden Ali Suavi aracılığıyla tarihe Çırağan Baskını olarak geçen başarısız bir darbe girişiminde bulundu.20 mayıs 1878 tarihinde gerçekleşen bu sonuçsuz darbe, II. Abdülhamid’i hafiye denilen gizli teşkilâtı kurarak idareyi daha sıkı ele almaya mecbur etti. Ona bu dönemde Önce iftira attılar sonra da yalnız bıraktılar.. Hatta onu yalnız bırakanlar o dönemin aydın insanlarıydı. Kimse anlamadı belki onu. Ama sonra çok pişman oldular.İtirafname ile yazıya dökenler hatta ağıt yakıp pişman olanlar bile oldu.. İnanmadılar ona. Ama günümüzde de gençlerimize padişahlarımızı, Osmanlıyı kötülemiyorlar mı? Koskoca bir devleti yok saymıyorlar mı? Geçmişimizden bizi soğutmuyorlar mı? Geçmişine küfür eden bir nesil yetişmiyor mu? Hasta adam ilan etmediler mi koskoca bir Osmanlı padişahını? Ama o öyle bir padişahtı ki bir gün Yahudilerin Jön Türklerle iş birliğine gittikleri bu dönemde Osmanlı’nın yabancı devletlere karşı olan borçlarının tamamının ödenmesi karşılığında Filistin’in Yahudilere yurt olarak verilmesini isteyen Dünya Yahudi Teşkilâtı’nın lideri Theodor Herzl’in “Kudüs’ü verin tüm dış borçlarınız Dünya Museviler Cemiyeti olarak ödeyelim” önerisine o şöyle dedi; ”Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam. Zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu Toprakları ancak aldığı fiyata verir. Bu topraklar kanla alınmıştır kanla verilir.” diyerek Rest çekti herkese kafa tuttu. Yalnızlığına rağmen korudu topraklarını. Şimdi Ben onu bir kaç satır ya da on sayfa ile anlatamam ki onu gerçekten anlamak isteyenler anlar, tanımak isteyenler tanır. Bizlere yıllarca kızıl sultan olarak anlatılmadı mı? Abdülhamid için sıkça kullanılan Kızıl Sultan ismi, Albert Vandal adlı bir Fransız yazar tarafından ortaya atılmıştı. Atılış sebebi ise, Abdülhamid’in Ermeni isyanlarını bastırtmış olmasıdır. Abdülhamid’ e Osmanlı’ya hakaret edilen şu dönemde Necip Fazıl gibi ustaların yazdıkları eserler de Abdülhamid’i anlamak mümkündür. Ama biliyor musunuz? O dönemlerde insanlar kendi yazdıklarından dolayı düşüncelerinden dolayı mahkum olmuşlardır. Şimdi ise insanlar tarihine küfür ediyor ve bunun hiçbir cezası yok! Çünkü bunun adı düşünce özgürlüğü oluyor! Farkında mıyız bazı kesimler tarihimizi sadece 100 yıldan ibaret gibi gösteriyor ve yine bazı insanlar onlara inanmayı tercih ediyor. Köklerimizi unutmamızı istiyorlar. Nedir bu Ecdad, Osmanlı düşmanlığı? Onlara göre yüzyıl öncesinde hiçbir yenilik yapılmamış. Osmanlı ve öncesi hiç gelişim göstermemiş gibi gösteriyorlar. Araştırmayan da buna inanıyor. Fatih Sultan Mehmed değil miydi Havan Topu nu icad eden? Matrakçı Nasuh Efendi değil miydi?”Kafes Çarpımını” bulan? Peki ya Suhulet nedir bilir misiniz? İlk arabalı vapurdur. Hüseyin Haki Efendi bulmuştur. Ama kaç kişi biliyor bunu? Çünkü tarihimizi bilmiyoruz ve şunu unutuyoruz. “Geçmişini bilmeyenin geleceği olamaz.” Burda bizlere büyük görev düşüyor tarihimizi aktarlamalıyız. Anlatmalıyız. Kırmadan Küstürmeden. Selametle.. Maşide Nur Kaba
Ekleme Tarihi: 21 Aralık 2020 - Pazartesi

20 DAKİKALIĞINA ABDÜLHAMİD OLMAK

 

Annesi kaybettiğinde 11 yaşındaydı Sultan Abdülmecid’in oğlu Padişah Abdülhamid.Osmanlı Devleti’nin 34. padişahı.Tahta geçtikten sonra 33 yıl görev yaptı.O Asrın padişahıydı. Avrupa emperyalizmin çok olduğu,milliyetçilik sorununun ağırlaştığı,ekonomik ve toplumsal sıkıntıların şiddetlendiği, devletler arası rekabetin daha da arttığı bir dönem de geçti tahta..

Tahta çıktığında kendisini bir ateş çemberinde buldu. Öyle ki bir sözünde” Dünya da yalnızdık düşman vardı fakat dost yoktu” demiştir. O dönem de 19 Mart 1877 de yapılan seçim ile ilk meclis açıldı. İmparatorluğun nüfus yapısı nedeniyle seçilen vekillerin içinde azınlıklarda vardı ve sayıları az değildi. Seçilen 115 vekilin 69 u Arap-Kürt-Türk Müslümanlar iken 46 sı ise Ermeni-Rum-Yahudi gibi gayri müslimlerdi. Ama İngiltere ve Fransa’nın da zaten istediği buydu.

Osmanlı’nın demokratik yönetime geçmesi demokrasi ve insan hakları için değil kendi adamları olan azınlık milletvekilleri ile iç idari ye daha rahat karışmak istemesiydi. Her azınlık milletvekilleri grubu arkasına bir Avrupa devleti alarak üyesi oldukları Avrupa devletleri için bağımsız devlet kararı çıkarmaya uğraşıyordu. Meclis ve padişah devleti beraber yönetiyordu ancak 1 sene 5 ay Abdülhamid hiç devlet işlerine karıştırılmadı. Memleketi sadrazam Mithat paşa ve hükümeti idare ediyordu. Gayri Müslimlerin de yer aldığı Meclis-i Mebusan’ın ilk işi, Rusya’ya karşı savaş ilan etmek oldu. Yanlış politikalar sonucunda girilen Osmanlı-Rus savaşında hezimet nedeniyle Sultan Abdulhamid “Böyle bir meclisten birlik çıkmaz” diyerek Meclisi kapattı ve yönetimi tek başına ele aldı..

 Devletin Meşrutiyet ile değil Müslüman unsurlara dayanan kuvvetli bir devlet iradesi ile kötü gidişattan kurtulabileceğini düşünüyordu. Bu durumdan rahatsız olan İngiltere, V. Murat’ı Padişah, Mithat Paşa’yı da yeniden sadrazam yapmak için Jön Türklerden Ali Suavi aracılığıyla tarihe Çırağan Baskını olarak geçen başarısız bir darbe girişiminde bulundu.20 mayıs 1878 tarihinde gerçekleşen bu sonuçsuz darbe, II. Abdülhamid’i hafiye denilen gizli teşkilâtı kurarak idareyi daha sıkı ele almaya mecbur etti. Ona bu dönemde Önce iftira attılar sonra da yalnız bıraktılar.. Hatta onu yalnız bırakanlar o dönemin aydın insanlarıydı. Kimse anlamadı belki onu. Ama sonra çok pişman oldular.İtirafname ile yazıya dökenler hatta ağıt yakıp pişman olanlar bile oldu..

İnanmadılar ona. Ama günümüzde de gençlerimize padişahlarımızı, Osmanlıyı kötülemiyorlar mı? Koskoca bir devleti yok saymıyorlar mı? Geçmişimizden bizi soğutmuyorlar mı? Geçmişine küfür eden bir nesil yetişmiyor mu? Hasta adam ilan etmediler mi koskoca bir Osmanlı padişahını? Ama o öyle bir padişahtı ki bir gün Yahudilerin Jön Türklerle iş birliğine gittikleri bu dönemde Osmanlı’nın yabancı devletlere karşı olan borçlarının tamamının ödenmesi karşılığında Filistin’in Yahudilere yurt olarak verilmesini isteyen Dünya Yahudi Teşkilâtı’nın lideri Theodor Herzl’in “Kudüs’ü verin tüm dış borçlarınız Dünya Museviler Cemiyeti olarak ödeyelim” önerisine o şöyle dedi; ”Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam. Zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu Toprakları ancak aldığı fiyata verir. Bu topraklar kanla alınmıştır kanla verilir.” diyerek Rest çekti herkese kafa tuttu.

Yalnızlığına rağmen korudu topraklarını. Şimdi Ben onu bir kaç satır ya da on sayfa ile anlatamam ki onu gerçekten anlamak isteyenler anlar, tanımak isteyenler tanır. Bizlere yıllarca kızıl sultan olarak anlatılmadı mı? Abdülhamid için sıkça kullanılan Kızıl Sultan ismi, Albert Vandal adlı bir Fransız yazar tarafından ortaya atılmıştı. Atılış sebebi ise, Abdülhamid’in Ermeni isyanlarını bastırtmış olmasıdır. Abdülhamid’ e Osmanlı’ya hakaret edilen şu dönemde Necip Fazıl gibi ustaların yazdıkları eserler de Abdülhamid’i anlamak mümkündür. Ama biliyor musunuz? O dönemlerde insanlar kendi yazdıklarından dolayı düşüncelerinden dolayı mahkum olmuşlardır. Şimdi ise insanlar tarihine küfür ediyor ve bunun hiçbir cezası yok! Çünkü bunun adı düşünce özgürlüğü oluyor! Farkında mıyız bazı kesimler tarihimizi sadece 100 yıldan ibaret gibi gösteriyor ve yine bazı insanlar onlara inanmayı tercih ediyor. Köklerimizi unutmamızı istiyorlar.

Nedir bu Ecdad, Osmanlı düşmanlığı? Onlara göre yüzyıl öncesinde hiçbir yenilik yapılmamış. Osmanlı ve öncesi hiç gelişim göstermemiş gibi gösteriyorlar. Araştırmayan da buna inanıyor. Fatih Sultan Mehmed değil miydi Havan Topu nu icad eden? Matrakçı Nasuh Efendi değil miydi?”Kafes Çarpımını” bulan? Peki ya Suhulet nedir bilir misiniz? İlk arabalı vapurdur. Hüseyin Haki Efendi bulmuştur. Ama kaç kişi biliyor bunu? Çünkü tarihimizi bilmiyoruz ve şunu unutuyoruz. “Geçmişini bilmeyenin geleceği olamaz.” Burda bizlere büyük görev düşüyor tarihimizi aktarlamalıyız. Anlatmalıyız. Kırmadan Küstürmeden. Selametle.. Maşide Nur Kaba

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
servet
(22.12.2020 00:10 - #72134)
Etkileyici bir anlatım.
Maşide Nur Kaba(yazar) Teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(2) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.