yandex

İşte Osmanlı'nın ilk karantina merkezi!

SAĞLIK 24.03.2020 - 20:44, Güncelleme: 16.12.2020 - 17:32 3831+ kez okundu.
 

İşte Osmanlı'nın ilk karantina merkezi!

Osmanlı İmparatorluğu döneminde bulaşıcı hastalıklarla mücadele için karantina merkezleri oluşturulmuştu.İşte o ilklerden biri...

Osmanlı Devleti’nde ilk karantina uygulaması, 1831 yılındaki kolera salgını sırasında başladı. Daha önce Rusya’da ortaya çıkan hastalık (muhtemelen ilk kolera pandemisinin uzantısı) üzerine İngiltere, Fransa, Avusturya sefaret tercümanları bu öldürücü hastalığa karşı Rusya’dan Osmanlı limanlarına gelecek gemilere karantina tatbik edilmesini istediler. İki sene sonra 1831’de kolera salgını İstanbul’a gelince Karadeniz’den gelecek Osmanlı gemilerinin Büyük Liman’da (Sarıyer), diğer devlet gemilerinin İstinye Körfezi’nde beş gün karantina altında tutulması kararlaştırıldı.1835’te Akdeniz çevresini etkileyen kolera dolayısıyla Çanakkale’de karantina çadırları kuruldu, Marmara ve İstanbul’a gidecek gemiler bir süre bekletildi. Daha sonra karayolları güzergâhlarında pek çok karantina istasyonu kuruldu. Osmanlı döneminde "Tahaffuzhane" adı verilen karantina merkezlerinin en bilinenlerinden Tuzla Tahaffuzhanesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesinin de içinde yer aldığı Tuzla liman bölgesinde bulunuyor. İTÜ'den yapılan açıklamaya göre, yeni koronavirüs salgını karantina uygulamalarını gündeme taşırken, dünyanın çeşitli dönemlerinde yapılan karantina uygulamalarının Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde bilinen ilk örnekleri Tuzla ve Urla'da yer alıyor. İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Sinan Çakır, 19. yüzyılda bütün dünyayı etkileyen kolera, veba, tifo, tifüs, çiçek, sarıhumma, lekeli humma gibi salgın hastalıkların yayılmasını önlemek için Osmanlı döneminde Tuzla'da ve İzmir Urla'da karantina işlevi görecek iki tahaffuzhane (karantina merkezi) kurulduğunu aktardı. Tuzla Tahaffuzhanesi'nin, 1892'de tamamlanarak hizmete girdiğini kaydeden Çakır, şu bilgileri verdi: "Tuzla Tahaffuzhanesi Yunanistan'dan ve Bulgaristan'dan göç eden vatandaşlarımızın ilk ayak bastığı yer olmuş. Lozan mübadillerinin değişim kararı neticesinde gelen vatandaşlarımızın sağlık sorunları burada çözülmüş ve sağlıklı olanlar buradan Anadolu'ya yerleştirilmiş."
Osmanlı İmparatorluğu döneminde bulaşıcı hastalıklarla mücadele için karantina merkezleri oluşturulmuştu.İşte o ilklerden biri...

Osmanlı Devleti’nde ilk karantina uygulaması, 1831 yılındaki kolera salgını sırasında başladı.

Daha önce Rusya’da ortaya çıkan hastalık (muhtemelen ilk kolera pandemisinin uzantısı) üzerine İngiltere, Fransa, Avusturya sefaret tercümanları bu öldürücü hastalığa karşı Rusya’dan Osmanlı limanlarına gelecek gemilere karantina tatbik edilmesini istediler.

İki sene sonra 1831’de kolera salgını İstanbul’a gelince Karadeniz’den gelecek Osmanlı gemilerinin Büyük Liman’da (Sarıyer), diğer devlet gemilerinin İstinye Körfezi’nde beş gün karantina altında tutulması kararlaştırıldı.1835’te Akdeniz çevresini etkileyen kolera dolayısıyla Çanakkale’de karantina çadırları kuruldu, Marmara ve İstanbul’a gidecek gemiler bir süre bekletildi. Daha sonra karayolları güzergâhlarında pek çok karantina istasyonu kuruldu.

Osmanlı döneminde "Tahaffuzhane" adı verilen karantina merkezlerinin en bilinenlerinden Tuzla Tahaffuzhanesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesinin de içinde yer aldığı Tuzla liman bölgesinde bulunuyor.

İTÜ'den yapılan açıklamaya göre, yeni koronavirüs salgını karantina uygulamalarını gündeme taşırken, dünyanın çeşitli dönemlerinde yapılan karantina uygulamalarının Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde bilinen ilk örnekleri Tuzla ve Urla'da yer alıyor.

İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Sinan Çakır, 19. yüzyılda bütün dünyayı etkileyen kolera, veba, tifo, tifüs, çiçek, sarıhumma, lekeli humma gibi salgın hastalıkların yayılmasını önlemek için Osmanlı döneminde Tuzla'da ve İzmir Urla'da karantina işlevi görecek iki tahaffuzhane (karantina merkezi) kurulduğunu aktardı.

Tuzla Tahaffuzhanesi'nin, 1892'de tamamlanarak hizmete girdiğini kaydeden Çakır, şu bilgileri verdi:

"Tuzla Tahaffuzhanesi Yunanistan'dan ve Bulgaristan'dan göç eden vatandaşlarımızın ilk ayak bastığı yer olmuş. Lozan mübadillerinin değişim kararı neticesinde gelen vatandaşlarımızın sağlık sorunları burada çözülmüş ve sağlıklı olanlar buradan Anadolu'ya yerleştirilmiş."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.