yandex

Dev sağlık merkezi salgınla mücadelede şifa dağıtıyor

SAĞLIK (AA) - Anadolu Ajansı | 27.06.2020 - 12:35, Güncelleme: 16.12.2020 - 17:32 2834+ kez okundu.
 

Dev sağlık merkezi salgınla mücadelede şifa dağıtıyor

Koronavirüsle mücadele döneminde hizmete alınan Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi, İstanbul'da sağlığın önemli merkezlerinden biri haline geldi.

COVID-19 ile ülkeler, adeta sağlık altyapılarının test edildiği büyük bir sınava tabi tutulmuş oldu. Türkiye, birçok ülkede sağlık sistemlerinin çökmesine neden olan COVID-19'a yönelik kararlılıkla sürdürdüğü mücadelesinde dikkatleri üzerine çekerken, bir yandan da çok kısa süre içerisinde hizmete alınan birçok hastaneyle olası mağduriyetlerin de önüne geçti. Yaklaşık 17 yıldır devam eden sağlıkta dönüşüm programı sayesinde birçok önemli sağlık üssü ülkenin dört bir yanında yükselirken, İstanbul da bu merkezlere ev sahipliği yapan şehirlerin başında geldi. Birçok sağlık yatırımının açılışı hızlandırıldı İstanbul, aynı zamanda pandeminin etkilerinin en aza indirilmesi amacıyla hayata geçirilen birçok yeni projenin merkezi olarak da önemli bir görevi üstleniyor. Şehirde, pandemi sürecinde birçok dev sağlık yatırımının açılışı hızlandırılarak mücadeleye katkı sunması sağlanırken, 45 gün gibi kısa bir sürede inşa edilen iki acil durum hastanesi ve yine aynı sürede restorasyonu tamamlanarak ihya edilen bir ecdat mirası hızla sağlık sistemi içerisindeki yerini aldı. Bulunduğu lokasyon, teknik ve teknolojik altyapısı, tecrübeli her kademeden personeli ile Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi de bu önemli merkezlerden biri olarak pandemiyle mücadeleye çok önemli katkı sağladı. Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun adı yaşatılıyor  Hizmet kalitesiyle öne çıkan şehir hastaneleri, hastaların sağlıkla ilgili sorunlarının tek bir merkezde çözülebildiği yerlerin başında geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun isminin verildiğini duyurduğu Okmeydanı'ndaki hastanenin ilk etabı 30 Mart'ta hizmete açıldı. Açıldığı ilk günden bu yana aralıksız olarak sağlık sunumuna devam edilen hastane, pandemi sürecinde spesifik olarak COVID-19 hastalarına hizmet verdi. 3 bin 763 personeliyle vatandaşların hizmetinde Birçok hastanın şifa ile taburcu edildiği hastane, normalleşme süreciyle birlikte diğer branşlarda da hasta kabulüne başladı. Hastane, modern mimarisi, son teknolojiyle donatılmış sağlık altyapısı, her kademeden tecrübeli personeliyle şehrin en önemli sağlık merkezlerinden biri olarak kendinden söz ettiriyor. Sağlık üssü, 667 servis, 81 yoğun bakım yatağı, 3 MR, 4 BT, 1 mamografi cihazı olmak üzere son teknolojiye sahip altyapısı ve 3 bin 763 personeliyle şifa dağıtıyor.   Yoğun bir tempoyla çalıştılar   Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Gürbüz, salgına karşı hummalı bir çalışma yürütülen hastanenin başarısının ardındaki gerçek kahramanın lojistik desteği veren devlet organizasyonu olduğunu söyledi. "Biz buna 'devlet aklı' dedik. Biz kendimizi Okmeydanı Sağlık Kompleksi olarak nitelendiriyoruz. Çünkü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile başladık mücadeleye. Sonra mart ayının sonunda Prof. Dr. Cemal Taşcıoğlu Şehir Hastanesini de açarak çift hastane çalışmaya başladık" diyen Gürbüz, bu süreçte çok yoğun bir tempoyla çalıştıklarını anlattı. "Gurur duyduğum bir mücadeleden geçtik"   Prof. Dr. Gürbüz, bu işte iyi de bir organizasyon yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: "Çünkü biz işe aslında mart ayının başında başladık. Bu pandemi saldırısının Türkiye'ye nüfuz edeceğini hem Bakanlık hem de biz yerel olarak düşündük ona göre bir altyapı çalışması yaptık. İlk günlerde moral kaybı olmasın diye, alet, edevat, özellikle koruyucu ekipmanı tedarik ettik ve stokladık. Çalışanlarımızı psikolojik olarak analiz edip destekledik ve hazırlığımızı yaptık ve sanıyorum 18 Mart gibi ciddi bir şekilde pandemi savaşı başladı. Gerçekten de bir Türk çocuğu olarak gurur duyduğum bir mücadeleden geçtik. Özellikle Bakanlık muhteşem bir altyapı organizasyonu yaptı. Biz bir gecede 81 yataklı yoğun bakım ünitesini açtık ki, bu daha önceden, açılması planlanan bir hastaneydi ama o kadar erkene çekildi ki ihtiyaçlar gereği yani devlet muhteşem bir organizasyon yaptı."   "COVID-19 bitmiş değil"   Bu süreçte birçok kademeden insanın emeği geçtiğini anlatan Gürbüz, bu özverili çalışmalar sayesinde hastanenin devreye alındığını söyledi. Prof. Dr. Gürbüz, "O panik dönemi zaten devletin bu altyapı çalışmalarıyla söndürülmüştü ve arkasından da çok rahat şekilde COVID-19 ile ilgili sıkıntıları atladık. Bu işte devletin aklı, iyi organizasyon, altyapı çalışmaları ve lojistik hizmetler bu işin temel başarı anahtarıydı. Kahraman olan da bu konuda sorunsuz, sorgusuz çalışan hekim, hemşire, paramedik, teknisyen, temizlikçi, depocu, şoför olarak görev yapan personelimizdir" dedi. Son dönemlerde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de kültürel bir erozyon yaşandığını ancak COVID-19 ile birlikte bir seferberlik oluşunca tüm ülkenin birlik, beraberlik içinde mücadeleye katıldığını anlatan Gürbüz, "Seferberlik ruhu bana göre Türk toplumuna çok iyi geldi. İnşallah da bu hissiyatla devam ederiz, saldırının yarattığı artçıl etkilerle karşı karşıyayız. Aslında bundan sonra daha ciddi seferberliğe ihtiyacımız var. Çünkü COVID-19 bitmiş değil" sözlerini kullandı.   "İstanbul her türlü afete altyapı olarak hazır"   Prof. Dr. Gürbüz, Türkiye'nin sağlık altyapısının yeterli olduğunu vurgulayarak, şunları anlattı: "Türkiye'de yaşayan her Türk vatandaşı şunu bilecek ki devleti ve sağlık sistemi her türlü musibetle baş etmeye hazır. Bu mücadeleye girmeden önce ve sonrayı kıyaslarsam, İstanbul özelinde konuşuyorum, 6 bin yeni yatak açıldı. İnanılmaz bir altyapı. Acil durum hastaneleri de dahildir buna ki onların hepsi plan ve projeler çerçevesinde yapılmıştır. İstanbul her türlü afete altyapı olarak hazır. Bizim herhangi bir kaostan ya da hastalıktan korkmamızı, ürkmemizi gerektirecek bir şey yok. Geldiği gibi giderler. Büyük Atatürk'ün lafıdır bu. Enfeksiyonlar için de aynı şey söz konusudur ama kalıcı olan aslında hepimizin yapması gereken gerçekten psikolojik olarak hayata yeniden hazırlanmamız ve önümüzdeki ikinci dalgaların ya da arkasından gelecek başka sorunların mücadelesi için bir iç enerji toplamamız. Yani ruhumuzda özümüze dönmemiz lazım. Daha bir birleştirici zihniyete yönelmemiz lazım."  Normalleşme sürecinde olunsa da tehlikenin devam ettiğini hatırlatan Gürbüz, vatandaşların uzmanların uyarısına kulak vermesi gerektiğini söyledi.  
Koronavirüsle mücadele döneminde hizmete alınan Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi, İstanbul'da sağlığın önemli merkezlerinden biri haline geldi.

COVID-19 ile ülkeler, adeta sağlık altyapılarının test edildiği büyük bir sınava tabi tutulmuş oldu.

Türkiye, birçok ülkede sağlık sistemlerinin çökmesine neden olan COVID-19'a yönelik kararlılıkla sürdürdüğü mücadelesinde dikkatleri üzerine çekerken, bir yandan da çok kısa süre içerisinde hizmete alınan birçok hastaneyle olası mağduriyetlerin de önüne geçti.

Yaklaşık 17 yıldır devam eden sağlıkta dönüşüm programı sayesinde birçok önemli sağlık üssü ülkenin dört bir yanında yükselirken, İstanbul da bu merkezlere ev sahipliği yapan şehirlerin başında geldi.

Birçok sağlık yatırımının açılışı hızlandırıldı

İstanbul, aynı zamanda pandeminin etkilerinin en aza indirilmesi amacıyla hayata geçirilen birçok yeni projenin merkezi olarak da önemli bir görevi üstleniyor.

Şehirde, pandemi sürecinde birçok dev sağlık yatırımının açılışı hızlandırılarak mücadeleye katkı sunması sağlanırken, 45 gün gibi kısa bir sürede inşa edilen iki acil durum hastanesi ve yine aynı sürede restorasyonu tamamlanarak ihya edilen bir ecdat mirası hızla sağlık sistemi içerisindeki yerini aldı.

Bulunduğu lokasyon, teknik ve teknolojik altyapısı, tecrübeli her kademeden personeli ile Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi de bu önemli merkezlerden biri olarak pandemiyle mücadeleye çok önemli katkı sağladı.

Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun adı yaşatılıyor 

Hizmet kalitesiyle öne çıkan şehir hastaneleri, hastaların sağlıkla ilgili sorunlarının tek bir merkezde çözülebildiği yerlerin başında geliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun isminin verildiğini duyurduğu Okmeydanı'ndaki hastanenin ilk etabı 30 Mart'ta hizmete açıldı.

Açıldığı ilk günden bu yana aralıksız olarak sağlık sunumuna devam edilen hastane, pandemi sürecinde spesifik olarak COVID-19 hastalarına hizmet verdi.

3 bin 763 personeliyle vatandaşların hizmetinde

Birçok hastanın şifa ile taburcu edildiği hastane, normalleşme süreciyle birlikte diğer branşlarda da hasta kabulüne başladı.

Hastane, modern mimarisi, son teknolojiyle donatılmış sağlık altyapısı, her kademeden tecrübeli personeliyle şehrin en önemli sağlık merkezlerinden biri olarak kendinden söz ettiriyor.

Sağlık üssü, 667 servis, 81 yoğun bakım yatağı, 3 MR, 4 BT, 1 mamografi cihazı olmak üzere son teknolojiye sahip altyapısı ve 3 bin 763 personeliyle şifa dağıtıyor.

 

Yoğun bir tempoyla çalıştılar

 

Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Gürbüz, salgına karşı hummalı bir çalışma yürütülen hastanenin başarısının ardındaki gerçek kahramanın lojistik desteği veren devlet organizasyonu olduğunu söyledi.

"Biz buna 'devlet aklı' dedik. Biz kendimizi Okmeydanı Sağlık Kompleksi olarak nitelendiriyoruz. Çünkü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile başladık mücadeleye. Sonra mart ayının sonunda Prof. Dr. Cemal Taşcıoğlu Şehir Hastanesini de açarak çift hastane çalışmaya başladık" diyen Gürbüz, bu süreçte çok yoğun bir tempoyla çalıştıklarını anlattı.

"Gurur duyduğum bir mücadeleden geçtik"

 

Prof. Dr. Gürbüz, bu işte iyi de bir organizasyon yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Çünkü biz işe aslında mart ayının başında başladık. Bu pandemi saldırısının Türkiye'ye nüfuz edeceğini hem Bakanlık hem de biz yerel olarak düşündük ona göre bir altyapı çalışması yaptık. İlk günlerde moral kaybı olmasın diye, alet, edevat, özellikle koruyucu ekipmanı tedarik ettik ve stokladık. Çalışanlarımızı psikolojik olarak analiz edip destekledik ve hazırlığımızı yaptık ve sanıyorum 18 Mart gibi ciddi bir şekilde pandemi savaşı başladı. Gerçekten de bir Türk çocuğu olarak gurur duyduğum bir mücadeleden geçtik. Özellikle Bakanlık muhteşem bir altyapı organizasyonu yaptı. Biz bir gecede 81 yataklı yoğun bakım ünitesini açtık ki, bu daha önceden, açılması planlanan bir hastaneydi ama o kadar erkene çekildi ki ihtiyaçlar gereği yani devlet muhteşem bir organizasyon yaptı."

 

"COVID-19 bitmiş değil"

 

Bu süreçte birçok kademeden insanın emeği geçtiğini anlatan Gürbüz, bu özverili çalışmalar sayesinde hastanenin devreye alındığını söyledi.

Prof. Dr. Gürbüz, "O panik dönemi zaten devletin bu altyapı çalışmalarıyla söndürülmüştü ve arkasından da çok rahat şekilde COVID-19 ile ilgili sıkıntıları atladık. Bu işte devletin aklı, iyi organizasyon, altyapı çalışmaları ve lojistik hizmetler bu işin temel başarı anahtarıydı. Kahraman olan da bu konuda sorunsuz, sorgusuz çalışan hekim, hemşire, paramedik, teknisyen, temizlikçi, depocu, şoför olarak görev yapan personelimizdir" dedi.

Son dönemlerde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de kültürel bir erozyon yaşandığını ancak COVID-19 ile birlikte bir seferberlik oluşunca tüm ülkenin birlik, beraberlik içinde mücadeleye katıldığını anlatan Gürbüz, "Seferberlik ruhu bana göre Türk toplumuna çok iyi geldi. İnşallah da bu hissiyatla devam ederiz, saldırının yarattığı artçıl etkilerle karşı karşıyayız. Aslında bundan sonra daha ciddi seferberliğe ihtiyacımız var. Çünkü COVID-19 bitmiş değil" sözlerini kullandı.

 

"İstanbul her türlü afete altyapı olarak hazır"

 

Prof. Dr. Gürbüz, Türkiye'nin sağlık altyapısının yeterli olduğunu vurgulayarak, şunları anlattı:

"Türkiye'de yaşayan her Türk vatandaşı şunu bilecek ki devleti ve sağlık sistemi her türlü musibetle baş etmeye hazır. Bu mücadeleye girmeden önce ve sonrayı kıyaslarsam, İstanbul özelinde konuşuyorum, 6 bin yeni yatak açıldı. İnanılmaz bir altyapı. Acil durum hastaneleri de dahildir buna ki onların hepsi plan ve projeler çerçevesinde yapılmıştır. İstanbul her türlü afete altyapı olarak hazır. Bizim herhangi bir kaostan ya da hastalıktan korkmamızı, ürkmemizi gerektirecek bir şey yok. Geldiği gibi giderler. Büyük Atatürk'ün lafıdır bu. Enfeksiyonlar için de aynı şey söz konusudur ama kalıcı olan aslında hepimizin yapması gereken gerçekten psikolojik olarak hayata yeniden hazırlanmamız ve önümüzdeki ikinci dalgaların ya da arkasından gelecek başka sorunların mücadelesi için bir iç enerji toplamamız. Yani ruhumuzda özümüze dönmemiz lazım. Daha bir birleştirici zihniyete yönelmemiz lazım." 

Normalleşme sürecinde olunsa da tehlikenin devam ettiğini hatırlatan Gürbüz, vatandaşların uzmanların uyarısına kulak vermesi gerektiğini söyledi.

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.